2 Kasım 2010 Salı

KARADENİZ DOĞA KORUMA FEDERASYONU ULUSLARARASI KARADENİZ GÜNÜ PROĞRAMI






 Karadeniz Doğa Koruma Federasyonun panelini dinlemek için 31 Ekim pazar günü saat 13.30 da Hüseyin Kazaz Kültür merkezindeydim. Katılımcılar Kenan Kuri, Hakan Adanır ve Ömer Şan yerlerini aldılar. Konu zaten belliydi. HES'ler. Doğu Karadenizde yapılması planlanan HES'ler. Suyun bereketi olmadan bu şehirler olmazdı. Suyun doğaya ve kültürlere katkısı megawatlarla ölçülemezdi.. Su akar Türk bakar sözü doğrumuy du?. Suyun akması suç mu? Keşke su aksada biz baksak. Ama kurulan HES'ler le birlikte can suyu diye bırakılan suda kalmadı. Can suyu derlerimizden akan sudur aslında. Konuşmacılar konuşmalarının yaptıktan sonra sözü Derelerin kardeşliği Platformundna Mehmet Gürkan bu zamana kadar HES'lere karşı yapılan mücadeleleri anlattı. Dinledikçe dedim ki bu ülkede böyle insanlar olduğu sürece bu ülkeye hiç bir şey olmaz. Mehmet bey dereleri nasıl koruduklarını yaşadığı tüm zorlukları bizimle paylaştı. Daha sonra sözü Andon vadisinden Kazım Delal aldı. Kürsüye bir dolu dosyayla çıktı. Öyle çok dava açmışki HES'lere. Bu kadar dosya az bile dedik. 'Trabzon yöresine yapılan HES'ler karşı çıkan Trabzon'lu yok uyuyorla m?ı' dedi. Mahkeme masraflarını ödemek için ineğimi sattım dedi. Bir ara gözlerimiz ıslandı.' Bu nasıl Ülke sevgisi bu nasıl vatan sevgisi 'dedim.
Verilen kahramanlık beratı az bile. Bu ülke için küçüçük bir kıvılcım yakan herkese çok teşekkürler.






Proğrama Rahatsızlığı nedeniyle katılamayan Oğuz Kurtoğlu'nun mesajı


Değerli dostlarım,
Aranızda bir sağlık sorunum nedeniyle olamıyorum. Bilin ki bütün kalbimle aranızdayım.

Her zamankinden daha zor bir döneme girdik. Hukuka inanmanın ve vatanı sevmenin, korumak istemenin vatan hainliği sayıldığı, cinnet olarak adlandırıldığı bir dönemde, sizlerin gerçekten kutsal bir amaç için bir araya gelmeniz, birilerini fena halde ürkütmesi doğaldır.

Yapılan inanılmaz saçmalıkların üstüne, bir yıl önce ortaya çıkan ve doğanın nasıl KORUNAMAYACAĞININ VE PEŞKEŞ ÇEKİLECEĞİNİN delilleri ile dolu olan bir tasarı, Avrupa istiyor kandırmacası ile gündemin tam ortasına konuverdi.

Ne hikmettir ki, Avrupa’nın Çevre Mevzuatındaki koruma öncelikleri ve duyarlılıklarının göz ardı edildiği bir zamanda, koruma mevzuatı ve kuruluşlarını bir araya getirme çabasının, sadece ve sadece yatırımların sorunsuz olarak korunan alanlara girmesini sağlamak için olduğunu anlamak zor değildir. Altı yıl önce DSİ de bu anlayışın bir ürünü olarak Çevre ve Orman Bakanlığı içine alınmıştı. Bu birleştirmenin sonuçlarıdır ki bugün ülkemiz tarumar edilmektedir.

Yeni yasa tasarısı, bu nedenle elbirliği ile bilimin ve hukukun tüm olanakları kullanılarak iptal ettirilmelidir. Bu, VATAN için yapılması gereken en acil ve en önemli YATIRIMdır.

Değerli kahramanlar, bu yatırımın hayata geçirilebilmesi için her zamankinden daha fazla, sizler gibi kahramanlara ihtiyaç vardır vardır. İyi ki varsınız.

Vatan sizlerin omuzlarında yükselecektir.Helal olsun sizlere bin kere helal.


Kahramanlık Beratı Verilenlerin İsim listesi

Sıra İsim İlçe/Bölge Köy İmza


1 Kazım DELAL Salarha Vadisi Küçükçayır (Andon)

2 İsmail BALTACI Güneysu Başköy

3 İsmail PEHLİVAN Güneysu Gürgen

4 Orhan KALENDER Güneysu Alicik

5 Mustafa SARUHAN Güneysu Güneli

6 Hakkı BAŞKAPAN Çayeli- Senoz Çukurluhoca

7 Sinan AKÇAL Çayeli- Senoz Çataldere

8 Yaşar YENİYURT Çayeli- Senoz Buzlupınar

9 İsmet EKŞİ İkizdere Bakırköy

10 Adem EKŞİ İkizdere-Dereköy Çamçavuş

11 Şaban BEKİROĞLU İkizdere Merkez Çağlayankaya Mah

12 Fazıl EKŞİ İkizdere Demirkapı

13 Hüseyin KUMBASAR İkizdere Cimil

14 Tayyar TEVETOĞLU İkizdere Rüzgarlı

15 Kamile SÜRER İkizdere Merkez

16 Seniye ÖZKAYA Fındıklı Arslandere

17 Mehmet Gül Fındıklı Beydere

18 Nezahat Tatar Ordu

19 Neşe DEMİREL Fındıklı Çağlayan

20 Fevzi YILDIZ Fındıklı Yaylacılar

21 Yalçın ATAGÜN Fındıklı Yaylacılar

22 Mehmet TERZİ Fındıklı Gürsu

23 Fatma YILDIZ Fındıklı Gürsu

24 Cengiz İNCE Fındıklı Arılı

25 Şengül GÜNDOĞAN Fındıklı Arılı

26 Güven ERGÜVEN Fındıklı Muhtarlar Derneği Başkanı

27 Namık Kemal Bahçeci Meydancık Papart Vadisi

28 Mümtaz Temiz Şavşat Derelerin Kardeşliği grup sözcüsü

29 Sedat Varan Artvin Haber08

30 Şenol TABAN Borçka Aralık

31 Mustafa ÖKDEM Artvin Merkez Melo (Sarıbudak)

32 Sinan Arslan Erenler Köyü Dernek Başkanı

33 Hasan Tosun Of Solaklı Vadisi

34 Mehmet Gürkan Fındıklı Çağlayan

35 Hasan Kalyoncu Tonya Tonyahaber

36 Gül Ersan Ordu

37 Emrullah Alaşalvar Giresun Keşap Karabulduk/ Arnavutköyü Muhtarı

Doğu Karadeniz Çevre Platformu (DOKÇEP) Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde Basın Bildirisi sundu.

Doğu Karadeniz Çevre Platformu (DOKÇEP) 30 ekim 2010 günü Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde 'SİT Kararları ve Koruma kurullarına uygulanan baskılar ve de acele bir şekilde meclise sunulan'Tabiatı ve Biyoçeşitliliği Koruma Kanunu konusunda basın bildirisi sunmuştur.
Basın bildirisini Doğu Karadeniz Çevre Platformu adına Lelya Demirkır okumuştur.

Basın bilidirisne katılanlar soldan sağa Hazal Dilaver, Şahver Altuntaş, Leyla Demirkır, Sami Koç ve Nermin Karsan.

Basın Bildirisin tüm metni

BASIN BİLDİRİSİ


Doğu Karadeniz Çevre Platformu (DOKÇEP) üyesi STK ların temsilcileri olarak son günlerde basın ve kamu oyunda yoğun olarak gündeme gelen ‘Sit Kararları ‘ ve koruma kurullarına uygulanan baskılar ve de acele bir şekilde meclise sunulan ‘Tabiatı ve Biyoçeşitliliği Koruma Kanunu ‘konusunda kamu oyunu bilgilendirme gereği ortaya çıkmıştır.

Öncelikli sizlere; bilim camiasının ve uzmanlarının bildiği, idarecilerin bilmezden geldiği ve kamu oyunu bilgilendirmekten kaçındığı bölgenin ekolojik önemi ile ilgili kısaca bilgi vermek istiyoruz.

Koruma kurulunun koruma altına aldığı İkizdere Vadisi, Avrupa Sibirya ve İran-Turan gibi iki bitki coğrafyası bölgesi kesiştiği Kafkasya Dağları’nın güney batısında ve Dünyada korunması gerekli en önemli 200 Doğa alanından ve en kritik 25 sıcak noktasından birisi 23 nolu bölge içindedir. Havza Anadolunun 122 bitki alanından 34.sü olan Doğu Karadeniz’in merkezinde bulunmaktadır. İkizdere Havzası 100’ü aşkın endemik bitki türü (salix rizensis, campanula tridentata, campanula betulifolia, rhodothamnus sessilifolius, astragalus ovatus, centaurea urvilli, papaver laterium, centaureaaap pendicigera ve eylamen parviflorum vd.) yanında dağ horozu, dağ alabalığı, dağ keçisi gibi tehlike altındaki hayvan türleri ve Karadeniz alabalığı, dere alabalığı, dağ alabalığı gibi dünyada sadece Araklı ve doğusundaki akarsularda yaşayan balık türlerinim en önemli yaşam ortamıdır. Havza bitki, memeli, kuşlar, balıklar açısından hem karasal ve hem de sucul ekosistem açısından da son derece önemli bir bölgedir.

Dünya ölçeğinde önemli bir bölge olan Doğu Karadeniz’in en kritik alanlarından birisi olan İkizdere Havza’sının bir kısmı ekolojik önemden dolayı koruma altına alınmıştır. Çevreyi korumakla görevli çevre bakanı, kararın iptali için koruma kuruluna dava açacağını beyan ederek 2008 yılından bugüne İkizdere Vadisi ile ilgili gerekli inceleme ve kurumsal görüşmeler yapan ve bölgenin korunması için gerekli bilimsel gerekçeleri hazırlayan Trabzon Kültür ve Tabiat varlıklarını Koruma kurulu özelinde tüm koruma kurallarına haksızlık yapmaktadır.

Yürütmenin başı olan devletin güvenirliğini sağlamakla yükümlü yöneticilerimiz kamu görevi gören kurumlar ve hukukun üstünlüğünü halkın gözünde küçük düşürmekle ve devletin saygınlığını zedelemektedir. Bu anlayış ve tutum 87 yıldır demokrasi ile yönetilen Türkiye Cumhuriyetine yakışmamaktadır.

İkizdere’nin Fırtına havzasından ya da koruma altına alınan havzadaki dünyaca ünlü Anzer Bölgesi’nin Cimil’den ya da Ovit’ten ekolojik olarak daha önemsiz olduğunu sayın çevre bakanı hangi bilimsel belgeye dayanarak ortaya koyarak koruma kararına itiraz etmiştir.

Koruma Kurulunu geç kalmakla ve yatırımların önünü kesmekle suçlayan sayın başbakan, Giresun’dan Artvin’e tüm Doğu Karadeniz’i kapsayan çok geniş ve dağlık bir çalışma alanına hizmet veren Trabzon Bölge Kurulunun, korunması gereken alanları inceleyebilmesi için kendisine ait hiçbir ulaşım aracı olmadığını, ekolojik ve tarihi değer tespit ve değerlendirme çalışmalarına kamu kurumlarından rica minnetle temin edilen araç veya çoğunlukla şehirler ve ilçeler arası otobüs ve minibüslerle gidebildiklerinden haberi yok mudur?

Yetersiz uzman, mekan ve ekipman altyapısı ve de hiç olmayan ulaşım aracı ile kurulun verimli ve beklenen yeterlikte çalışamayacağını idarenin başı olan sayın başbakan, kurulların bağlı olduğu Kültür Bakanı, alınan karara itiraz eden çevre bakanı bilmiyor mu?

Kamu oyu huzurunda sormak istiyoruz. Neden Koruma kurullarına ihtiyaç duyulan yeterli imkan ve ulaşım aracı sağlanmıyor. Acaba amaç kurulların çalışmalarına ve de bilimsel gerçeklere dayalı koruma kararları almalarını geciktirmek ve de engellemek midir?

Uzun zamandır ülkenin her vadisinde sürdürülen HES’lere karşı mücadeleler bilim ve hukukun üstünlüğü hakim kılındığında doğru sonuçlar alınmaktadır. Çevrecilerin önderliğinde süren ve halkın katılımı ile devam eden eylemler ve koruma amaçlı başvurular, yapılan bilimsel incelemeler sonucunda İkizdere vadisinin sit alanı olması ile noktalanmıştır.

İkizdere Havzasının bir kısmının korum altına alınması her yerde HES yapılamasına onay veren Çevre ve Orman Bakanlığını harekete geçirerek, hazırlıkları süren ‘Tabiatyı ve biyolojik çeşitliliği koruma yasa taslağı’nı hızla TBMM’ne sunulmasını sağlamıştır.

Yeni yasa mevcut hali ile çıktığı gün, ülkenin tamamındaki doğal SİT (Milli Park, tabiat alanı vd.) yada koruma alanlarının tamamının koruma statüsü iptal olacaktır. 87 yılda belirlenen binlerce SİT bir günde iptal edilmiş ve yıllarca sürecek yeniden incelemeyi ( incelemeyi 14 ü kamu idarecisi 4 ü bilim adamı ve 2 si STK üyesi olan kurul yapacak. Sonucunda gerekli görülürse ??? koruma devam edecek. Yasa taslağına göre milli park ve sit alanları ortadan kalkıyormuş. TBMM’e sunulan yasa çıkarıldığında tüm korum alanları HES, Maden vd. doğal yapıyı yok eden uygulamalara ve talana maruz kalacaktır.

Bütün dereleri bent ve duvarlar ile örecek enerji yatırım girişimleri en son Trabzon TMMOB ve DSİ’i müdürlüğünün yaptığı açıklamalar ile su yüzüne çıkarılmıştır. Gelecek nesillerden de yaşanabileckleri bir doğa kalması için Trabzon Kültür Tabiat Koruma Kurulu’nun verdiği kararları çok önemli buluyoruz ve destekliyoruz. Aynı zamanda bu kararın diğer derelerde, vadilerde ve hassasiyet taşıyan doğal alanlarda örnek teşkil etnmesini istiyoruz.


DOKÇEP


(DOĞU KARADENİZ ÇEVRE PLATFORMU)

Leyla DEMİRKIR

2 Haziran 2010 Çarşamba

TRABZON SANATEVİ 2.SANAT GÜNLERİ 1-13 HAZİRAN 2010 TARİLERİ ARASI YAPILIYOR

İlki geçen yıl düzenlenen Trabzon Sanatevi 2.ci Sanat Günleri 1-13 tarihleri arasında 10 derneğin katılımı ile fotoğraf,karikatür, resim, söyleşi, tiyatro, konser,saydam gösterisi, ney dinletisi,imza günü,tek kişilik gösterisi, gitar resitali, müzik dinletisi, folklor gösterisi, panel,1.ci kısa film öykü yarışması yapılacaktır.
Sanat etkinlikleri açılışını Adnan Akyüz yaptı.

Karikatürcüler Derneği Trabzon Temsilcisi Adnan Taç konuşma yaptı.

İl Turizm Müdürü İsmail Kansız konuşma yaptı.

Vali yardımcısı Cezmi Detük günün anlamı ile ilgili konuşma yaptı.

Açılış konuşması yapılırken konuklar beklerken.

Kokteyl esnasında konuklar sergileri gezeken.

Sanatevinin kapalı kısmında resimler, dışarıdaki panolarda fotoğraf ve karikatürler sergileniyor.
Bu etkinliğe

Çağdaş Yazarlar ve Sanatçılar Derneği
Femin&Art Trabzon Kadın Sanatçılar Derneği
Karadeniz Plastik sanatlar Derneği
Karadeniz yazarlar Birliği Derneği
Karikatürcüler Derneği Trabzon Temsilciliği
Trabzon Fotoğraf Sanatı Derneği
Trabzon Liselerinden Yetişenler Kültür ve Dayanışma Derneği
Trabzon Müzik ve Halk Oyunları Gençlik Spor Kulubü Derneği
Trabzon Şehir Tiyatrosu Derneği
Türkiye Yazarlar Birliği Şübe Başkanlığı katıldı.

Etkinliğe katılım çok fazlaydı.




Trabzon Fotoğraf Sanatı Derneği Foto Forum etkinliğe 'Sokaklar ' koulu fotoğralarla katıldı.
Sergide fotoğrafı olan üyeler.
Ali sezgin
Ayça Pehlivan
Aydın Atasoy
Emine Top
Fahri Gümüştekin
Gülnihal Bayındır Alkan
Hamza Ustacı
İdris Gençalp
Mustafa Reşat Sümerkan
Nermin Karsan
Nur Karadibak
Nur Koç
Özlem Kadakaloğlu
Süleyman Alkan
Şenol Erdener
Tolga Tomaç
Türkün Sümerkan
Vedat Osmanoğlu
Zafer Baki

Sergilenen fotoğraflar.
Sergiden fotoğraflar.



Foto Forum üyeleri toplu halde.


Karikatürcüler Derneği Trabzon Temsilciliğinin karikatür sergisi.

Karikatürlerden sergi.
Sergilelen karikatürler çok güzel.

Resim sergisinden .


Sergielen resimler çok güzeldi.



Etkinlik Proğramı














Bu etkinliği kaçırmayın derim.












































1 Haziran 2010 Salı

İSRAİL TRABZON MEYDAN PARKINDA YAPILAN BASIN AÇIKLAMASI İLE PROTESTO EDİLDİ.

31 Mayıs gecesi Gazze'ye yardım götüren gemilere, Uluslararası Karasularında İsrail askerleri saldırdı. Şu ana kadar ölü ve yaralı sayısı kesin rakamlar olmasa da 10 ölü ve 20 kadar yaralı olduğu yönünde. Bu gün 1 haziran 2010 tarihinde postane önüne başlayan protesto mitingine Kesk Trabzon Şubeler Platformu, Halkevleri, CHP ÖDP,TKP,EDP ve çeşitli sivil toplum kuruluşları ve dernekler katıldı.

Protesto için postane önüne saat 11:30 itibari ile kalabalık bu haldeydi.

Postane önünde toplanan kitleler meydan parkında yapılacak basın açıklması için Uzun Sokak'ta slogan atarak yürüyüşe geçti.

Kahrolsun İsrail Siyonizmi Hepimiz Filistinliyiz pankartı en öndeydi.

Kesk Dönem Sözcüsü Recep Gülay grubun önünde.

Uzun Sokaktan meydana doğru yürüyüş anı.

Meydan parkında basın ordusu epey kalabalıktı.

Dövizler ellerde.

Basın açıklmasına ilgi büyüktü. Yüreğinde insan sevgisi olan herkes oradaydı. İnsani yardım amaçlı bir gemiye savaş zamanında bile saldırılmaz.
Basın açıklamasını Kesk Dönem Sözcüsü Recep Gülay yaptı.
BASIN AÇIKLAMASI
BASINA VE KAMUYOUNA


Bir halk katlediliyor. Günlerdir Gazze’yi havadan, karadan, denizden kuşatan ve bombalayan İsrail Devleti soykırım uyguluyor, uluslararası hukuğu ihlal ediyor ve insanlık suçu işliyor. Gazze’de öldürülen çocukların dünyaya yansıyan görüntüleri yüreğimizi yakıyor, uykularımızı bölüyor. ABD yönetimi destekli İsrail Devleti’nin savaş makinesi pervasızca ölüm kusuyor.
Bizler, bu ülkenin insanları; kadını erkeğiyle, işçisi işsiziyle, köylüsü, memuru, esnafı, tüccarı, işvereni, sanatçısı, yazarı, aydınıyla, dünyayı yönetenlerin duyarsızlığına isyan ediyoruz.

Vicdanımızın gözüyle görüp vicdanımızın sesiyle haykırıyoruz:
Her türlü şiddete ama’sız karşıyız. Çocukların ölü bedenleri üzerinde yükselecek her türlü zaferi lanetliyoruz. Ve biz biliyoruz ki İsrail Devleti’nin hukuksuz, ölçüsüz, ahlak dışı şiddeti, karşı şiddeti körüklüyor.
İsrail’in İnsani Yardım taşıyan gemi Konvoyuna yönelik operasyonu karşısında dehşet içindeyiz. Yapılan operasyonun en temel insani değerleri bile çiğnemeyi göze alan, katliamları, öldürmeyi bir politika olarak gören İsrail Hükümeti’nin tarihe yazdığı bir utanç sayfası olarak görüyoruz.

İsrail sivilleri hedef alarak, insan hayatına kayıtsızlığını ve barışçı girişimlere yönelik tahammülsüzlüğünü bir kez daha kanıtlamıştır. İsrail’in bu insanlık dışı uygulamalarını şiddetle kınıyoruz.

Biz Trabzon’dan Büyük Millet Meclisi’ne, Hükümete, partilere sesleniyoruz:
Artık sözler ve nutuklar yeter.

Artık böyle bir insanlık suçu karşısında iç siyaset hesapları yeter.
Ülkemizi yönetenlerin harekete geçmesi için daha ne kadar bebek ölümü, ne kadar sivil kayıp, ne kadar acı, ne kadar kan ve gözyaşı gerekiyor size?
İsrail’in etnik arındırmaya, sürmeye ve yurdundan etmeye dayalı baskı politikaları yeni değildir. Yakın tarih İsrail’in Filistin halkına karşı uyguladığı sayısız katliamların tarihidir. Üstelik İsrail bu politikalarını başta ABD olmak üzere dünyanın egemen ülkelerinin kollaması altında sürdürebilmektedir.
Savaştan, inkardan ve imhadan medet umanların, barış fırsatlarını ellerinin tersiyle itenlerin İsrail’in bu insanlık dışı yüzüne karşı alacakları tutum samimiyet ve tutarlılıktan yoksundur.

Bir yandan Davos’ta sergilenen “one minute” gibi showlarla halkın Filistin halkına yönelik dayanışma duygularını okşayan, öte yandan sayısız askeri ve ekonomik projede İsrail’le işbirliği halinde olanların alacağı tavır ancak timsah gözyaşı olarak görülebilir

Dış işleri Bakanlığı’nın ilk tepki olarak İsrail Büyükelçisi nezdinde bu olayı kınaması ve acilen izahat talep etmesi ise İspanya, Yunanistan ve İsveç’in büyükelçiliklerini çekmeyi düşündükleri bir ortamda bir diplomatik skandal niteliğindedir.

Tüm halkların özgürlüğü ve barış içerisinde bir arada yaşama perspektifi olmayan, üstelik bölgede ABD ve İsrail’le köklü partnerlik ilişkileri içinde olan bir hükümetin başka türlüsünü yapması da mümkün değildir.
Değerli Trabzon’lular;
Bugün hepimiz Filistinliyiz.
Ölü bebeğini ağlayarak kucağında taşıyan babayız, çocuğunu yitiren anneyiz, bir gençkızın doyamadan yitirdiği sevgilisiyiz, savaşta doğup savaşta büyüyen Gazzeli çocuğuz.
Biz, “artık yeter” diyoruz.
Ortadoğu’da derhal ateşkes sağlanması için, Türkiye’nin bütün taraflarla ilişkiye
geçmesini,
Gazze’ye ambargonun hemen kaldırılmasını ve insani yardımın en geniş ölçülerde hemen ulaştırılmasını,
Ve somut bir yaptırım olarak İsrail’le bütün askeri işbirliği anlaşmalarının ve askeri
ihalelerin iptal edilmesini talep ediyoruz.

Hükümet’e bir soru yöneltiyoruz:
İsrail ile askeri anlaşmalar yapılırken, İsrail hava kuvvetlerinin pilotları Türkiye'de askeri eğitim alırken, İsrail deniz kuvvetleri ile ortaklaşa tatbikatlar yapılırken bu girişimlerinizi iki yüzlülük olarak değerlendiriyor musunuz?
Bildiğimiz bir şey daha var: Zulmün olduğu her yerde isyan da vardır!
Bu gün Filistin'de yalnızca katliam ve işgal yoktur. Katliamın karşısında direniş, işgalin karşısında İntifada alevleri büyümektedir.
Filistin halkının o "çok güçlü" siyonist İsrail devletine karşı yürüttüğü haklı direnişi selamlıyoruz.
Gazze'de yaşanan bu katliama, bu vahşete yataklık edenleri ve ikiyüzlü politikalarını kınıyoruz.

Bu saldırı karşısında Dünya'nın tavrı nasıl olacak bekliyorum.


Bizler ''Yurtta Sulh ,Cihanda sulh'' diyen bir liderin evlatlarıyız. 'Komşusu açken tok yatan bizlerden değil' diyen, komşu ilişkilerinin nasıl olması gerektiğini özetleyen, komşusu açken keyif çatanın da müslümanlıktan çıkmaya kadar gidebileceğini anlatan söz bizde vardır.

Direnen Filistin Kazanacak
Katil israil İşbirlikçi Akp dövizleri dikkat çekti.