29 Nisan 2009 Çarşamba

Devrim Saltoğlu' Deli' adlı oyununu KTÜ de 27-28 Nisan 2009 Tarihinde oynadı.

Özel tiyatrolar 2009 yılında Trabzon seyircisiyle buluşmaya devam ediyor. Gördüğüm kadarıyla ilgi çok fazla. En son Mehmet Ali Alabora'nın 'Muhabir 'adlı oyununu izledim. Neyse ben para verneden gidebildim. Arkadaşım gelmeyince biletini bana vermişti. Vallahi fiyatları biraz pahalı. Bir çok arkadaşım gitmek istedi fiyatından dolayı gidemedi.

Ben de Devrim Saltoğlu'nun 'Deli' adlı oyununa gitmeyi çok istedim. Biliyorsunuz Devrim Saltoğlu Trabzon'lu. Devrim Ve Mehmet Ali ben Bodrum Telekom'da çalışırken Haydar ve beni ziyarete gelmişti. Birlikte kahvaltı etmiştik. Tam 10 yıl olmuş. Kendisini tanıdığım için
Günler öncesinden geleceği günü, nerede oynayacağını ve saatini öğrendim. Ama bilet almaya gittiğimde fiyatından dolayı bilet alamadım. Oyun 2 gün oynandı.27 Nisan 2008 tarihinde KTÜ Ödotoryum da saat 20.00 de öğrencilere sergilendi. Öğrenci biletleri 7.50 YTL di. Ama biz büyüklere 30.00 YTL. Gidemedim çünkü 2 kişi için 60.00 YTL vermek istemedim. Biliyorum çok emek veriliyor çok masraf gerektiriyor ama daha uygun fiyata daha çok seyirciye ulaşsalar daha güzel olacaktı. Seyredenlere soracağım nasıl güzel miydi diye?

25 Nisan 2009 Cumartesi

Kadın Yazarların Trabzon Buluşması-Trabzon Sanatevi-24-25 Nisan 2009






Bir günde 2 etkinliğe gitmek benim için çok iyi oldu. Her etkinlik zihnimde yeni bir hücre yeniliyor. Kendimi canlı ve enerjik hissetmeme yarıyor. Gönlüm herkesin bu tür etkinliklere doyasıya katılmaları. Katılamayanlar için yazdım ve fotoğrafladım. Ah gelseydim keşke diyenleri duyar gibi oluyorum.


Bu fotoğraf etkinlik sonunda çekildi. Soldan sağa: Nermin Karsan, Haydar Karsan, Ömer Turhan, Adnan Taç, Müge İplikçi, Karin Karakaşlı, İnci Aral, Kenan sarıalioğlu, Bahar Cankurt Orhanoğlu, Neriman Calap, Serkan Türk,Veysel usta

Etkinliğe 2.ci gün katılmama rağmen benim için güzel bir etkinlik oldu. Yukarıda görülen oturumu Serkan Türk yönetti.

Soldan sağa;Ömer Turhan, Nuray Karadeniz, Fatma Karahasanoğlu, Neriman Koç, Serkan Türk, Hasan Kantarcı, Ergün Yılmaz, Zeki Bostan Sezer,

Konuşmacılardan Nuray Karadeniz yazmaya nasıl başladığını, kitabın nasıl iyi bir arakadaş olduğunu, içindeki yazma arzusunun hiç bir zaman körelmediğini, aldığı ödüllerle ne kadar mutlu olduğunu çok güzel ve içten cümlelerle çok güzel anlattı. Kendisini tebrik ettim.

Neriman Koç önce arkeolog olmanın getirdiği bilgi ile İyonyoluların Karadenizde yaşayıp yaşamadıkları konusunnda bilgiler verdi. Öğretmen olmanın getirmiş olduğu hitabet yeteneği ile yazarlık serüvenini, köşe yazarlığı için ücret alamdığını ama aferin istediğini içtenlikle dile getirdi.
Fatma Karahasanoğlu bir rüyası ile yazarlığa başladığını ve kardeşi Duygu ile gazete çıkarmanın zorluklarından bahsetti.

Ergün Yılmaz üniversitede çıkarmış oldukları Nhalk dergisi için hayallerini anlattı.

Zeki Bostan Sezer yazıya ilk okulda aşık olduğu bir kızın sayesinde şiire başladığını çok güzel cümlelerle anlattı.

Hasan Kantarcı'nın Bakkal dükkanında beklerken bir kadının buzağı için bisküvi almak için geldiğini 'nasıl da güzel amcası' deyip buzağına olan sevgisini anlatması çok güzeldi.

Serkan Türk, Ada dergisinin çok az kişi tarafından alındığını bu dergi için yurt dışından beğeniler geldiğini belirterek Trabzonlu insanaların biraz daha duyarlı olmasını istedi.Bu etkinliklerin çok emek harcanarak yapıldığını katılımın daha çok olmasını istedi.

1.5 saat süren oturum sonunda bahçeye çıkıldı. Saat 16.00 da İnci Aral, Müge İplikçi ve Karin Karakaşlı ile sohbet edildi ve kitaplarını imzaladılar.

BASIN DUYURUSU

Dünya Yazarlar Birliği
PEN Türkiye Merkezi

Kadın Yazarlar Komitesi

DÖRDÜNCÜ ETAP:

Trabzon'la Buluşmak:
Kültür Haritasında Bir Değer

İSTANBUL’DAN GELEN KATILIMCILAR: İnci Aral, Karin Karakaşlı, Müge İplikçi, Santraledebiyat atölyesi

TRABZON’DAKİ KATILIMCILAR:

Serkan Türk (yazar-şair)
Neriman Calap (eğitimci-şair-öykücü)
Fatma Babuşcu (köşe yazarı)
Duygu Karahasanoğlu (gazeteci-köşe yazarı)
Zekerriya Saka (öykücü-şair)
Nihat Malkoç (şair-öykücü-köşe yazarı)
Zeki Bostan (şair)
Hasan Atasaral (dergici)
Neriman Koç (öykücü-köşe yazarı)
Nuray Karadeniz (öykücü-köşe yazarı)
Bahar Cankurt Orhanoğlu (eğitimci-öykücü)
Hasan Kantarcı (köşe yazarı)
Fatma Karahasanoğlu (köşe yazarı)
Mehmet Kuvvet (öykücü-eğitimci)
Ömer Turan (şair)
Erdal Eksert (şair)

YER: TRABZON SANAT EVİ (ESKİ VALİ KONAĞI), CUMHURİYET MAHALLESİ, YAVUZ SELİM BULVARI, ÖZGÜR SOKAK, NO: 18, TRABZON

24-25 NİSAN 2009

PEN Kadın Yazarlar Komitesi’nin “Kadın Yazarların Anadolu Buluşması” nın konuğu bu kez değerli ustamız İNCİ ARAL.

Bu etapta da TRABZON’da amatör olarak yazan, yazmak isteyen ve edebiyatı sevenlerle buluşmayı hedefliyoruz. PEN Kadın Yazarlar Komitesi üyeleri, Santraledebiyat atölyesi grubu, Trabzonlu yazar ve araştırmacılarımız ve elbette konuk yazarımız İnci Aral, Trabzonlu edebiyatçıların yazma ve hayat deneyimlerini dinleyecek, kendi deneyimlerini aktaracak ve edebiyat aracılığıyla “Türkiye’de kadın sorunu”na dikkat çekecekler.

Bu etkinlikte katkılarını bizden esirgemeyen Veysel Usta, Serkan Türk’e ve Ada Dergisine teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Türkiye PEN Kadın Yazarlar Komitesi Başkanı
Müge İplikçi

PROGRAM

24 Nisan 2009

13.30-15.30
Bu toplantıda katılımcılar yazar-kadın yazar olmayı, yazdıklarını, edebiyatın Türkiye'deki coğrafyasını Trabzon’un bu coğrafyaya düşen yerini tartışacaklar. Coğrafya bu sınırları ne ölçüde belirliyor? Gündelik hayatımızdaki farklılıklar bu sınırların neresinde yaşıyor? Doğu ve Batı fikrinin kadın ve erkek olmakla buluşabileceği noktalar neler?
Bu arada katılımcılar kendi yaşamtanıklıklarını da salondakilerle paylaşacaklar.
Katılımcılar: İnci Aral, Karin Karakaşlı, Müge İplikçi-Düzenleyen PEN Kadın yazarlar Komitesi

15.30-16.30

İnci Aral kitaplarını imzalayacak.

16.30-18.30

Atölye

Bu sınırsızlıkları görebilmek icin oluşturulacak atölyelere herkes davetlidir. Üç yazar öykülerinden seçtikleriyle ‘bu sınırsızlığın’ kapısını nasıl araladıklarını anlatacak, öykülerdeki teknik yapıyı katılımcılarla tartışacaklardır.
Trabzonlu yazar adaylarından yaşamak-sınırlar –yolculuk-gitmek-kalmak başlıkları üzerinden birer öykü taslağı oluşturmaları istenecek. Sonrasında bu öyküler yazışma ortamında geliştirilecek. İçlerinden 4-5 tanesi proje bitimindeki kitapta yer alacak.

Yöneten: Santraledebiyat atölyesi grubu.


25 Nisan 2009
11.00-12.30

"Trabzon'da yazmak ve Trabzon'da yaşam" Trabzon'da yaşayan ve yazan kadın ve erkek yazarların katılımıyla gerçekleşecek. Düzenleyen: Ada Dergisi , Moderatör: Serkan Türk

Katılımcılar:
Neriman Calap (eğitimci-şair-öykücü)
Fatma Babuşcu (köşe yazarı)
Duygu Karahasanoğlu (gazeteci-köşe yazarı)
Zekerriya Saka (öykücü-şair)
Nihat Malkoç (şair-öykücü-köşe yazarı)
Zeki Bostan (şair)
Hasan Atasaral (dergici)

13.30-15.30

2. Bölüm
Katılımcılar:

Neriman Koç (öykücü-köşe yazarı)
Nuray Karadeniz (öykücü-köşe yazarı)
Bahar Cankurt Orhanoğlu (eğitimci-öykücü)
Hasan Kantarcı (köşe yazarı)
Fatma Karahasanoğlu (köşe yazarı)
Mehmet Kuvvet (öykücü-eğitimci)
Ömer Turan (şair)
Erdal Eksert (şair)

16.00-17.00
Trabzonlu ve İstanbul’lu yazarlar okurlarıyla söyleşiyor ve kitaplarını imzalıyor.

PROJENİN AMACI

PEN Kadın Yazarlar Komitesi’nden bir proje:
‘Kadın Yazarların Anadolu Buluşması’

PEN Kadın Yazarlar Komitesi, 2008 yılı içinde bir dizi etkinlik gerçekleştirdi; bunlardan bazıları Güzin Dino, Nezihe Meriç, Peride Celal ve Osmanlı’nın son dönem kadın yazarları (Şair Nigar, Nezihe Muhiddin, Suat Derviş, Fatma Aliye, Güzide Sabri) ile ilgili düzenlenen toplantılardı. Komite, bunların ardından yeni bir projeye başladı: ‘Kadın Yazarların Anadolu Buluşması’. Karin Karakaşlı, Müge İplikçi, Nalan Barbarosoğlu, Nazan Haydari, Özlem N. Yılmaz ve Sezer Ateş Ayvaz’dan oluşan ekip, İstanbul Hollanda Konsolosluğu’nun desteklediği ve yaklaşık bir yıl sürecek projeye 2008’in Kasım ayında Bursa ile başladı. Bu etkinliğe konuk yazarlar olarak Mine Söğüt ve Şebnem İşigüzel katıldı. Bir sonraki durak Edirne idi. Buradaki konuklar ise Aslı Tohumcu ve Gönül Kıvılcım’dı. Urfa-Viranşehir’e Oya Baydar’ı konuk eden komitenin Trabzon’daki konuğu ise İnci Aral olacak. Trabzon’la eşzamanlı olarak Diyarbakır’da da bir etkinliğe imza atacak olan komitenin bu ilimizdeki konuk yazarları ise Ayşe Sarısayın ve Yasemin Yazıcı. Yaklaşık yirmi kadın yazarımızın konuk olacağı bu projedeki diğer iller Antakya, Balıkesir, Mardin, Mersin, Kayseri ve Konya.

Projenin Amacı:
Projenin temeli, ekip üyeleri eşliğinde söz konusu illere gidecek kadın yazarlarla, o bölgedeki amatör yazarları buluşturmaya dayanıyor. Bu buluşmaların hedefiyse Anadolu’da edebiyatla uğraşan kadınları yazma konusunda cesaretlendirmek, böylece bu kadınların kendilerini edebiyatla ifade edebilecekleri bir alan yaratmalarına olanak sağlamak. Bu çerçevede usta yazarlarla amatör yazarlar arasında yazının teknik aşamalarında birebir paylaşım sağlanması öngörülüyor. Edebiyat ve kitapların sevdirilmesi, mektup yoluyla iletişimin sürdürülmesi ve kadın sorununa edebiyat aracılığıyla dikkat çekilmesi de vurgulanan diğer hususlar arasında.

Bu projenin sonunda söz konusu illerde yapılacak etkinliklerin yazılı-görsel olarak anlatıldığı ve amatör kadın yazarların ürünlerinin yer alacağı bir de kitap yayınlanacak.

Trabzon Çevre Derneği Basın Açıklaması-25 Nisan 2009




Trabzon Çevre Derneği bu gün 25 Nisan 2009 da saat 13.00 Trabzon Meydan Parkında Çernobilin patlamasının 23.cü yılındaÇevre Derneği Başkanı Mustafa Yazıcı basın açıklaması yaptı. Basın açıklmasına katılan yüzler aynı olsa da katılım bir hayli fazlaydı. Katılanlar ellerinde Çernobil ve Nükleer Santrallerle ilgili dövizler taşıdılar. Yerel basının ilgi gösterdiği etkinlik çok güzel geçti.
Bu arada Çernobil nerede ne etkiler yapmış Vikipedia'da araştırdım
.

Çernobil;

1972’de Ukrayna’daki (O dönem SSBC’nin bir parçasıydı) Kiev’in 140 km kuzeyinde kurulan Çernobil Nükleer Santralı’nda ortaya çıkan kazaya, her biri 1.000 Megawatt(MW) gücünde dört reaktördeki tasarım hataları ile reaktörlerden birinde deney yapmak için güvenlik sisteminin devre dışı bırakılması sonucu 26 Nisan 2006 tarihinde oluşan bazı hatalar dizisi sonucunda meydana geldi.

Çernobil reaktör kazasının Türkiye üzerindeki etkileri, Çernobil Reaktör Kazası nedeniyle, Türkiye Cumhuriyeti kamu sağlığı, çevre ve ekonomi üzerinde gözlemlenen etkilerdir.
Çernobil nükleer reaktöründeki patlama sonucunda çevre ülkelere yayılan radyoaktif parçacıkların büyüklüğü ve etkileri üzerine kazanın üzerinden geçen yıllarda ciddi bilimsel araştırmaların yapılmamış ve radyasyon seviyesini gösteren sayısal değerlerin açıklanmamış olması, patlamanın hemen sonrasında Türkiye üzerindeki etkilerle ilgili yeterli veriye ulaşmayı imkânsızlaştırmıştır. Bu verilerin yokluğu sebebiyle, yanda görülen çizim de dahil olmak üzere çizilen haritalarda Türkiye hiçbir şekilde bu patlamadan etkilenmemiş gibi görünebilmektedir. Ancak Çernobil kazasının Avrupa üzerindeki etkilerini gösteren harita ve çizelgeler, radyoaktif serpintinin çok geniş bir alanda yayıldığı ve Avrupa'daki pek çok ülkeyi doğrudan etkilediğini gösterdiği gibi; ülkedeki kanser vakalarının artışının nedeninin Çernobil kazası olduğuna ilişkin kuşkular hâlâ devam etmektedir.
Türk Tabipler Birliği ilk baskısı Nisan 2006'da yapılan "Çernobil Nükleer Kazası Sonrası Türkiye'de Kanser" başlıklı raporunda, Çernobil nükleer reaktör kazası ile Karadeniz bölgesindeki Kanser vakaları arasındaki ilişkinin araştırılması sonuçları kamuoyuna sunulmuştur. Raporda Çernobil'deki patlama sonrasında oluşan radyoaktif bulutların 3 Mayıs 1986 güCumartesi günü Trakya'ya, 4-5 Mayıs nleri Batı Karadeniz'e, 6 Mayıs günü Çankırı üzerinden Sivas'a, 7-9 Mayıs tarihlerinde Trabzon-Hopa'ya ulaştığı, 10 gün sonra da tüm Türkiye'ye radyoaktif parçacıkların yayıldığı belirtilmekte çalışma sonucunda, Hopa’da kanser görülme sıklığı ile kanser nedeniyle ölümlerin, Türkiye’nin diğer coğrafi alanlarına göre daha fazla görülmesi olasılığının, araştırılmaya değer bir durum olduğunun ortaya çıktığı ifade edilmektedir. Ancak rapor, elde edilebilen veriler ışığında, bölgede Çernobil nükleer kazası ile gerek kanser olgu sayıları, gerekse kanserden ölümlerle ilgili kanıta dayalı nedensel bir bağlantı kurmanın olanaklı görünmemekte olduğunu kabul ederek, bu konuda kesin sonuca varmak için daha ayrıntılı araştırmalar yapılması gerekliliğini vurgulamaktadır. Raporda dönemin yetkililerinin Çernobil kazasının Türkiye üzerinde önemli bir etkisinin olmadığı şeklindeki açıklamalarına karşın, radyoaktif değeri 600 Bq/kg’ın altında olduğu belirtilen ve İngiltere’ye ihraç edilen fındığın İngiltere tarafından geri gönderildiği anımsatılmaktadır. Bunun ardından siyasi otoritenin, Ünye’nin doğusunda üretilen ve radyasyon seviyesi yüksek kabul edilen 110.000 ton fındığın imha edilmesi kararı üzerine, fındık borsasında fiyatlar artmış ve çikolata sektöründe şok yaşanmıştır. Türkiye’nin kendi ürettiği, AET’nin yüksek radyasyon içerdiğini belirttiği fındığın imha edilmesi, uluslararası etki yaratmıştır. Sonuç olarak o yıl 135.000 ton fındık ihraç edilmiştir.


Kaynak: Vikipedia

6000 yıllık Şehir Trabzon

Trabzon'lu olmayıp ama Trabzon'u her yönüyle sevmekle övünüyorum. Bu şehrin 6000 yıllık geçmişi beni büyülemeye devam ediyor. Trabzon insanı ve kültürüyle diğer şehirlerden ayrılıyor.Hazır cevaplılığı ile zeki olduğunu belli ediyor. Temel ve Dursun fıkralarına her ne kadar gülsekte ince zekayı görebiliyoruz. Hala Temel ve Dursun fıkraları önemini kaybetmediyse Karadenizlilerin ne kadar çalışkan ve zeki olduklarının bir göstergesi. Türkiye'nin her köşesinde mutlaka bir Trabzon'lu vardır.
Bu şehirde mimari olarak korunabilseydi şimdi insanlar eski binaları ve yaşamı görmek için Trabzon'a geliyor olacaklardı.
Bu şansımızı hala yitirmedik ama şehrin güler yüzlü Volkan abisi yok artık. Ben bu blogta size bu şehirde bir avuç insanın ne gibi güzellikler yaratttığı göstermek istiyorum. Beni takip ederseniz etkinliklerden ve güzelliklerden haberdar olacaksınız. Sizler güzel şeyler suınmak istiyorum. Bekleyin ve görün.